Romatoid Artrit (İltihaplı Eklem Romatizması) Tedavi Edilebilen Bir Hastalıktır
Romatoid Artrit, klasik söylemin dışına çıkılarak doğru
tanımlanması ve yeniden yorumlanması gereken bir hastalıktır: Vücudumuzda iç (yoğun süregelen
stres, ani duygu durum bozuklukları, aşırı üzüntü veya sevinç halleri vb.) ve dış iklimsel (sıcak, soğuk, nem, kuruluk) patojen faktörlerin girdisi ile
hücresel / enerjisel düzeyde bozulmalar başlar. Kronik maruziyetin devam etmesi
bağırsak / karaciğer gibi organlarının etkilenmesiyle enflamatuvar yükün
artışına neden olur. Bu kontrolsüz artış bağışıklık sisteminin aşırı uyarılgan
hale gelerek öncelikle eklemleri ve devamında tüm sistemleri etkileyen kronik
otoimmün bir hastalık olan ‘Romatoid Artrit’in ortaya çıkma
sürecini hızlandırır.
ROMATOİD ARTRİT OLUŞUMUNA YAKLAŞIMIMIZ
RA’da Bağışıklık Sisteminin aşırı uyarılgan
hale gelmesi sonucu vücudun kendi hücrelerini yabancı kabul etmesi
(otoimmünite) ile başta eklem içini döşeyen sinovyum tabakası iltihaplanır;
eklem, kıkırdak, tendon, kas ve diğer iç organların tutulumu- harabiyeti
eklenir.
Sağlıklı
bir hücrede DNA’yı içinde barındıran çekirdek, mitokondri, sitoplazma ve birçok
yapı taşları mevcuttur. Bu hücrenin canlılığını devam ettirmesi ve sağlıklı
fonksiyon görmesi bir kısım şartların dengesine bağlıdır (Dolaşım paterni
sağlanmalı, Oksijen saturasyonu, Element / Mineral dengesi sağlanmalı, D Vit /
B12 Vit vb.). Bir kısım ihtiyaçları olduğu gibi işleyiş esnasında oluşan
metabolik atıklar, yanlış nutrisyon sonrası protein agregatları, biriken ağır
metaller ve yoğun stres kaynaklı oksidatif radikallerinden de kurtulmaya ihtiyacı
vardır.
Bu hastalığın oluşumunda birçok komponent olmakla
birlikte bir beslenme örneği ile konuyu biraz daha anlaşılır konuma
getirebiliriz. Bir öğle yemeğinde kebap yediğimizi düşünelim. Normalde bir
lokma güzelce, yavaş-yavaş ağızda çiğnendikten, parçalandıktan, didiklendikten
sonra mideye ulaşır ve oradaki bazı enzimler (proteaz) sayesinde bu parçalanmış
et kimusu (mide kaba öğütme işlemini yapamaz) polipeptid denen ara forma
dönüşür, ardından bu karışım ince bağırsaklara gönderilir. Bu durakta da
polipeptid denen ara form buradaki enzimlerle (peptidaz) vücudumuzun istifade
edebileceği aminoasit şeklini alır ve bağırsaklardan da emilerek hücrelerimizin
yapı taşına dönüşür. Eğer biz bu et parçasını çiğnemeden hızlı bir şekilde
yutarsak, mide bu diri-diri yutulan koca kitleyi ayrıştıramaz, çözümlenmemiş et
kimusu olduğu gibi bağırsaklara geçer. Normalde aminoasit gibi, bedenimizin
istifade edebileceği bir şekilde bağırsaklardan emilim gerçekleşmesi
gerekirken, fizyolojimizle uyumsuz bir şekilde vücudumuza girmeye başlar.
Emilmeye başlayan ve uygun olmayan bu aminoasit parçacıkları bağışıklık sistemi
(Lökosit, NK, Lökotrien vs.) tarafından temizlenmek / detoksifiye edilmek üzere
karaciğere götürülür. Eğer bu tarz yaşam devam eder ve sürekli bedenimize /
mizacımıza zıt besin, alerjen, katkılı gıda vb. girmeye devam ederse
bağırsaklarımızın sızdırmazlık duvarı bozulmaya başlar, emilmemesi gereken
fizyolojimizle uyumsuz maddeler sürekli bünyemize girer. Karaciğerimiz bunların
hepsi ile başa çıkamaz ve serbest dolaşan radikaller artmaya başlar. Bizi
korumaya çalışan bağışıklık sistemimiz bu yabancı aminoasit, alerjenlere karşı
sürekli gösterdiği tepki nedeni ile aşırı uyarılgan hale gelir ve patojen
maddelere karşı gösterdiği reaksiyonu kendi hücrelerine karşı da göstermeye
başlar, bu duruma ‘Otoimmün Cevap’ diyoruz.
Karaciğerin temizleyemediği birçok toksin maddeler tekrar
kana verilmeye başlanır. Kan dolaşımının zayıf olduğu bölgelerde, artan
alerjenlerin de etkisi ile bazı maddeler ( Histamin vb.) salgılanmaya başlar. O
bölgelerde ağrı ödem, şişlik, sızı, kızarıklık belirtisi, yani kısacası
enflamasyon gelişir.
Doğu Tıbbı’nın da öğretilerini bu açıklamalarımıza
eklersek romatoid artritini sıcak, rüzgar, nem ve soğuk etkisi ile oluşan, üst
ve alt vücut yarısında tutulum gösterenler, eksiklik veya fazlalık sendromu,
ağrı veya ağrısız klinikle seyir gösteren şeklinde klasifiye edebiliriz.
Rüzgar baskın artralji genellikle üst vücut yarısını
etkilerken; Nem egemen artraljiler
ise en sık vücudun alt kısmında şişme / eklemlerde sertlik / uyuşukluk hissinin
eşlik etmesi ile karakterizedir. Soğuk
dominant artrit kliniği, yaşlılarda periferik (kol/bacak) dolaşım eksikliği,
alt sırt bölgesinde ağrı, böbreklerin etkilenmesi ile karakterize olduğu
görülmektedir.
TANIDA NELERE
DİKKAT EDİLMELİDİR?
Hastanın
Doğru Sorgulanması ve Hekimlik disiplini çerçevesinde detaylı Fizik Muayenesi
tanıya götüren (% 80) en değerli teşhis aracıdır. Elde edeceğimiz veriler
tetkik aşamasını doğru yönetmemizi sağlayacaktır. Eritrosit Sedimentasyon Hızı
ve CRP yüksekliği, “Romatoid Faktör” testinin pozitifi oluşu teşhisi destekler.
Bununla birlikte bu hastalarda mutlaka ek tetkikler (Açlık İnsulin,- 25
HidroxiDvit-, Ferritin, Rutin Biyokimya vb.) istenmelidir.
Unutmayalım ‘Hasta-Hastalık-Tedavi’
ilişkisinin sağlıklı bir şekilde kurgulanması için doktorun ‘Hastayı Bir Bütün
Olarak Ele Alması’ gerekir.
TEDAVİ
Klasik
Yaklaşımda Neler Yapılmaktadır?
Henüz etyolojiye yönelik yani
sebebi çözmeye yönelik bir tedavi yoktur. Uygulanan
tedaviler ise ağrıyı gidermeğe, bağışıklık sisteminin immunsupresiflerle
baskılanarak iltihap oluşumu ve eklem tahribatının ilerlemesi durdurulmaya
çalışılmaktadır ( NSAİD, İVİG, Metotreksat, Metilprednisolon, Siklosporin,
Sülfasalazin vs.)
Tedaviye Dr. Ceyhun NURİ Yaklaşımı:
1.
Vücuda dahil olan ve başta hücreyi, dokuları,
sistemleri zora sokan ve fizyolojimiz acısından yabancı kabul edilen alerjen ve
toksinlerin (İlaçlar, Gıda takviyeleri, Kızartmalar vs.) vücuttan atılımını
sağlamak ve vücuda yeni toksin girişini olabildiğince azaltmak.
2.
Sağlıklı işleyişinin sağlanması için
bedendeki eksiklikler tespit edilerek idamesi gerekmektedir (D Vit., B12 Vit.,
Ferritin, Su, Oksijen vb.)
3.
Özellikle Karaciğer, Bağırsak, Solunum vb.
sistemlerinin düzenlenmesine yardımcı olunmalı ve vücudun kendi onarım
mekanizmasının devreye girmesi sağlanmalıdır.
4.
Hastalığın tamamen bitmesi için DNA üzerinden
sağlıklı bilgi akışı temin edilmeli, genetik alt yapının rejenerasyonuna destek
olunmalıdır. Bilindik öğretilerin ve genel kabulün aksine genetik problemlerin
çözümsüz olmadığını da belirtmek isteriz!
5. Hasta ve hastalığa özgü
kapsayıcı İNTEGRATİF tedavi protokolleri çerçevesinde;
- Kişinin Yaşam Şekli/ Mizacı değerlendirilerek beslenme zinciri belirlenmeli
- Çevresel faktörlerin genetik materyale etkisi doğru yönetimle pozitif yöne kanalize edilmeli
- Metabolik Balansa Uygun vitamin, mineral, element, mikro besin desteği sağlanmalı
- Detoksifikasyon (toksinlerden arınma) ve biyotransformasyon (biyolojik – metabolik değişim) süreçleri desteklenmeli
- Hastalığın nedeni olan ve biyolojik sistemleri bozan faktörler (asidoz, hipoksi, perfüzyon bozukluğu, atılım sistemi bozukluğu vb.) elimine edilmeli
- Kişinin Yaşam Şekli/ Mizacı değerlendirilerek beslenme zinciri belirlenmeli
- Çevresel faktörlerin genetik materyale etkisi doğru yönetimle pozitif yöne kanalize edilmeli
- Metabolik Balansa Uygun vitamin, mineral, element, mikro besin desteği sağlanmalı
- Detoksifikasyon (toksinlerden arınma) ve biyotransformasyon (biyolojik – metabolik değişim) süreçleri desteklenmeli
- Hastalığın nedeni olan ve biyolojik sistemleri bozan faktörler (asidoz, hipoksi, perfüzyon bozukluğu, atılım sistemi bozukluğu vb.) elimine edilmeli
6. Romatolojik Hastalıklarda
(SLE Lupus, Ankilozan Spondilit, Behçet, Sjögren, Vaskülit, FMF, Romatoid
Artrit ve Diğer Artrit Hastalıklar) bedendeki sıvı değişim ve transportunu
regüle eden dalak sisteminin tedavi planına entegrasyonu önemlidir. El ve ayaklardaki soğuklukla birlikte, beden iç ısısında
/ enflamatuvar tepkisinde artış olup bu ‘İç Isı’nın vücuttan uzaklaştırılması
gereklidir.
7. Hipotalamo
/hipofizer/adrenal aksa etki ederek stres hormonları (nöradrenalin ve kortizol) optimal seviyede
tutulmalı. ‘Ruh/Beden/Enerji Regülasyonu’ ön plana
alınarak ‘Birincil Ayar Mekanizması’na
geri dönüş sağlanmalı.
8.
Karaciğer, dalak ve böbrek
sisteminin rantabl-organize çalışması sağlanarak kanın dokuları besleyici
‘Kalitatif ve Kantitatif Etkisi’nin optimize edilmesi önem arz etmektedir.
Sonuç: Yazımızda çerçevesi çizilen
Romatoid Artrit (İltihaplı Eklem Romatizması) ve
kendi hatalarımız kaynaklı, immün sistemin aşırı orantısız tepkisi nedeniyle
ortaya çıkan diğer tüm otoimmün hastalıkların da (Astım - Ankilozan
Spondilit - Migren - SLE Lupus - Çölyak - Crohn - Ülseratif Kolit - Hashimoto Tiroiditi
- Vitiligo - MS) TEDAVİSİ MÜMKÜNDÜR.
Dr.
Ceyhun Nuri
www.drceyhunnuri.com
Yorumlar
Yorum Gönder